Hasta hakları, insanın yaşam hakkından kaynaklanmakta olup toplumdaki tüm bireylerin ayrım yapılmaksızın sağlık hizmetine ulaşabilmesini içermektedir. Ülkemizde ve dünyada hasta hakları kavramının gelişimi insan haklarının kabulü ile paralellik göstermektedir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinde; “Herkesin yaşam hakkı yasanın koruması altındadır.” ifadesi ile uluslararası alanda konunun önemi ortaya konmuş ve kişiler bakımından garantiler sağlanarak devletlere de bu hakların iç hukukta yerine getirilmesi ödevi yüklenmek istenmiştir.

Uluslararası hukukta teminat altına alınan yaşam hakkının iç hukukumuza yansıması ise, temel olarak Anayasa’nın 17/1. Maddesinde ise; “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” ve 56/3. maddesinde “Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler… Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.” hükümleri ile teminat altına alınmıştır.

Hasta Hakları Yönetmeliği’nin m.4/1 de, “Hasta, sağlık hizmetlerinden faydalanma ihtiyacında olan kimseler” olarak tanımlanarak, “Hasta haklarının sağlık hizmetlerinden faydalanma ihtiyacı bulunan fertlerin sırf insan olmaları sebebiyle sahip bulundukları ve T.C. Anayasası, Milletlerarası Anlaşmalar, Kanunlar ve diğer mevzuat ile teminat altına alınmış bulunan hakları” ifade ettiği belirtilmiştir.

Hasta haklarına ilişkin genel bilgiler aşağıdaki başlıklar altında verilmektedir;

1-Sağlık Hizmetlerinden Faydalanma Hakkı

Sağlık hizmetlerinde faydalanma hakkı şu hakları kapsamaktadır;

  • Adalete ve hakkaniyete uygun olarak yararlanma hakkı
  • Bilgi İsteme Hakkı

Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 7. Maddesinde “Hasta, sağlık hizmetlerinden nasıl faydalanabileceği konusunda bilgi isteyebilir. Bu hak, hangi sağlık kuruluşundan hangi şartlara göre faydalanılabileceğini, sağlık kurum ve kuruluşları tarafından verilen her türlü hizmet ve imkânın neler olduğunu ve müracaat edilen kuruluşta verilen sağlık hizmetlerinden faydalanma usulüne öğrenme haklarını da kapsar.’’

  • Sağlık Kuruluşunu Seçme ve Değiştirme Hakkı

Hasta her ne kadar seçtiği sağlık kurumunu değiştirebilse de bunun sınırı vardır. Şöyle ki; kuruluşu değiştirme hayati tehlikeye yol açıp açmayacağı ve hastalığının daha da ağırlaşıp ağırlaşmayacağı hususlarında hekim hastayı aydınlatmalıdır.

  • Personeli Tanıma, Seçme ve Değiştirme
  • Öncelik Sırasının Belirlenmesini isteme Hakkı
  • Tıbbi Gereklere Uygun Teşhis, Tedavi ve Bakım Hakkı

2-Sağlık Durumu İle İlgili Bilgi Alma Hakkı

Hasta haklarından bir diğeri de şüphesiz hastanın sağlık durumuyla ilgili bilgi alma hakkıdır. Buna göre hastaya hastalığının muhtemel sebepleri ve nasıl seyredeceği, tıbbi müdahalenin kim tarafından nerede, ne şekilde ve nasıl yapılacağı ve tahmini süresini, diğer tanı ve tedavi seçeneklerini ve bu seçeneklerin getireceği fayda ve riskler ile hastanın sağlığı üzerindeki muhtemel etkilerini, muhtemel komplikasyonları, reddetme durumunda ortaya çıkabilecek muhtemel fayda ve risklerini, kullanılacak ilaçların önemli özellikleri aktarılmalıdır.

Hastanın bu hususlarda kapsamlı bir şekilde aydınlatılma hakkı vardır. Hekimin aydınlatma yükümlülüğü, hastanın, anayasa tarafından güvence altına alınan “kendi geleceğini bizzat tayin etme hakkının” bir sonucudur. Ayrıca tıbbi müdahaleye rıza göstermenin geçerliliği açısından zorunlu bir şarttır. Dolayısıyla aydınlatmanın rızadan önce gerçekleşmiş olması gerekir.

  • Kayıtları İnceleme ve Düzeltilmesini İsteme Hakkı

3- Mahremiyet Hakkı

Hasta tedavi öncesi, sırası ve sonrası kendisiyle ilgili bilgileri tedavi eden kurum ve hekimle paylaşmak durumunda kalmaktadır. Bu sebeple hastanın özel yaşamının gizliliğine saygı gösterilmesi gerekmektedir. Hastaya zarar verme ihtimali bulunan bilginin açıklanması halinde, açıklayanın hukuki ve cezai sorumluluğuna gitmemek için, hukuki ve ahlaki yönden geçerli ve haklı bir sebebe dayanarak bilginin açıklanmış olması gerekir. Hekimlik mesleğinde de diğer mesleklerde olduğu gibi, hasta ile hekim arasında güven ilişkisinin varlığı aranır.

4-Diğer Haklar

Bu haklar, müracaat, şikâyet ve dava hakkı olarak düzenlenmiştir. Buna göre ilgili hakların ihlali halinde hastanın müracaat, şikâyet ve dava hakkı doğmaktadır.

Hastanın bu hukuki imkânlarının bulunması, sağlık personellerinin işlerini yaparken daha dikkatli olmalarını sağlamaktadır.

Sonuç olarak hasta hakları yasal mevzuatlarda yukarıdaki şekilde düzenlenmiş olup hastanın en başta yaşam hakkı olmak üzere yönetmelik kapsamındaki diğer haklarının da göz ardı edilmemesi gerekmektedir.  Şüphesiz hekim, hastanın sağlığına kavuşması için gerçekleştirmiş olduğu eylem ve uygulamalarını hastayı koruyucu bir şekilde gerçekleştirmeli, gerekli dikkat ve özeni göstermelidir.

 

Av. Şefik ZİROĞLU – Av. Şeyma OSKAY